THE GRAND TARABYA OTELİ
1954 yılında İstanbul’un ilk 5 yıldızlı otellerinden biri olarak açılan Büyük Tarabya Oteli, Bayraktarlar Holding’in yatırımlarıyla gerçekleşen yapılandırma çalışmaları sonrasında The Grand Tarabya Oteli olarak 2013 Mayıs ayında misafirlerine kapılarını yeniden açtı.
Binanın cephesi, kendi dönemine ait karakteristik mimari çizgileri taşırken, bulunduğu kıyı şeridinin doğal formu ile de bütünleşmektedir. Cephe aydınlatma prensibinde de bu karakteristik yapının vurgulanması amaçlanmıştır. Ön cephedeki yatak odalarının balkonları düzenli bir planlamaya, ölçüye ve biçimlenişe sahiptir. Ayrıca balkon tavanları dışa doğru eğimli olarak tasarlandı. Aydınlatma projesinde de eğimli olan balkon tavanları aydınlatılarak cephedeki ritim vurgulanmaya çalışıldı. Armatürler cephe aydınlatması için oluşturulan otomasyon sistemine bağlı olarak çalışmaktadır. Özel günler ya da yılın diğer günlerinde kullanılmak üzere hazırlanmış senaryolarda ayrı ya da birlikte kontrol edilecek şekilde programlandı. Otelin ön cephesinde yatak katlarını taşıyan podyum boydan boya lineer ışık bandı ile aydınlatıllarak, yapının formu ve kıyı bandı ile ilişkisi vurgulanmaktadır.
Tesisin arka tarafında havuzlu teraslara bakan cephesinin büyük sağır yüzeyinin özel zamanlarda arkadan cepheye bakanlara bir mesaj yüzeyi olarak kullanılması önerildi. Bu tasarımda sağır cephe bir Video Mapping uygulaması ile farklılaştırılarak özel gün ve zamanlarda kullanılacak hareketli bir ekran haline getirildi. Yılın seçilen özel zamanlarında cephe ebatlarında özel çalışılan bu uygulama için arka teras peyzaj alanı içerisinde dış koşullara dayanıklı özel bir platform hazırlanarak uygun açıdan görüntü yansıtılması amaçlandı. Ön ve arka cephede tasarlanan aydınlatma sistemlerinde en önemli noktalardan biri de odaların içerisine ışık girmemesi olduğu için tüm çözümler yerinde test edilerek ve yerine göre ilgili uzman ekipler ile projelendirilerek hazırlandı.
Otelin enerji açısından en fazla tüketime sebep olan, enerji verimliliğinin arttırılması gereken mekânlardan olan odalar ve koridorlar mimari biçimlenişe uygun hazırlandı. Oda ve koridorlar; fonksiyonel, cephe aydınlatmasını minimal etkileyebilecek ve içeriden boğaza bakan misafirler için gece görüşünü bozmayacak, tümü LED ışık kaynaklı, özel üretim ürünler ile çözümlendi.
Özellikle giriş katı, lobi, junior balo salonu ve restoran; deniz temaları üzerine sade bir lisan ile biçimlenirken aydınlatma tasarımının da bu yönde paralelliği sağlaması hedeflendi. Denize bakan bu özel mekânlarda özel ayarlar ve özel tasarlanan spotlar ile camdaki ışık yansıması minimize edilerek, görsel konforun arttırılması amaçlandı.
SPA alanında, kişiye özel renk terapisi konsepti ile tasarlanan masaj odalarında ve tüm genel mekânlarda; detaya özgü LED ışık kaynakları özel olarak tasarlandı. Hamam bölümü gün ışığı almayan bir konumda olduğundan; eski Türk hamamlarını yaşatacak bir aydınlatma tasarımı geliştirildi. Geliştirilen bu tasarımda eski hamamlardaki fil gözüne benzeyen bir armatür tasarlanarak etkileyici ışık huzmeleri elde edildi. Kapalı havuzda altın sarısı ve yeşil renklerin birleşimi ile dinlendirici bir atmosfer tasarlandı.
Sahil kenarında konumlanan balık ve deniz teması ile hazırlanmış restoranda tasarlanan aydınlatma sisteminde; kamaşma yapmayan ve mekâna hâkim bakır rengi sıcaklığını yansıtacak özel spotlar tasarlandı. Podyumun bar ve junior balo salonundan dışarı açılan teraslarında, bollardların ışığı ile yumuşak bir sınır çizgisi oluşturulması hedeflenmiştir. Özel olarak tasarlanan bollardlar çift fonksiyonlu olup, aydınlatma görevinin yanı sıra terastaki priz ihtiyacına da cevap verebilmektedir.
Bir dönemin en gözde İstanbul otellerinden biri olan yapı, dönemin yabancı devlet başkanlarının, sanatçıların ve ünlü konuklarının ağırlandığı Tarabya koyunun ekol simgesi iken, yenilenen adı ile The Grand Tarabya, daha açılmadan “Leading Hotels of the World” sistemine dahil olarak dünyanın en lüks 450 bağımsız oteli arasına girme başarısını gösterdi.